2024’ün sonuna doğru gelirken, şöyle bir yıl sonu değerlendirmesi yapalım dedim. İyi gidiyordun aslında… Neden sona yaklaşırken böyle kötü sürprizlerle şaşırttın ki bizi?
Bu sene hayatımda bir çok güzel gelişme oldu aslında. Bir sürü hedefle başlamıştım bu seneye. Mesela bunlardan birkaçı, “20 kitap okumak”, “Diploma onay başvurusu yapmak”, “Blogda ayda iki yazı paylaşmak”, “Daha çok seyahat etmek”, “Önceliklerimi belirlemek” gibi şeylerdi. Bu senenin sonuna gelmişken şöyle bir ne kadarını gerçekleştirdim diye baktım da… 20 kitap okumayı başaramasam da 9 kitap okudum. Blog’da ilk aylarda iki yazı paylaştım ama sonrasında fazla vakit ayıramadığım ve başka şeylere odaklandığım için bazı aylarda hiçbir şey paylaşmadığım da oldu. Ama gelin görün ki bu seneyi bi ay içinde iki yazıyla kapatıyorum.
Bu sene hedefim değildi belki ama vizyon panomda taşınmak istediğim ev, mutlu bir ilişki gibi şeyler görsellemiştim. Yılı yarılamışken kendimi yeni bir şehirde mutlu bir ilişki içinde buldum (nazar boncuğu koyalım şuraya). Seyahat de ettim aslında. Bunlara uzun tatillerin dışında, başka bir sürü yeni küçük şehir de sığdırdım. Yine bir sürü film ve dizi izledim. En mutlu eden kısmı ise sevmeden yaptığım işi sonunda bıraktım ve yoğunlaştırılmış Almanca kursuna başladım. Şimdi sekiz saat koli taşımak yerine eğitim alıyorum. 2025 için de çok güzel hedeflerim var ama bunlara bu yazı da değinmek istemiyorum. Belki Ocak ayının ilk yazısı bu konu olur, ne dersiniz?
Bu sene çok güzel şeylerin dışında büyük hayal kırıklıkları ve kayıplar da yaşadım. Genel olarak bütün bir yıla baktığımda dikkatimi en çok onlara verirken görüyorum kendimi. İyi giden şeylere saygısızlıkmış gibi geliyor bi yandan. Bir yandan da beni büyüten olaylar olduklarının farkındayım. Olaylara ve hayata olan bakış açımı ya da insanlarla olan ilişkilerimi sorgulatan şeyler diyebilirim. Kayıplara gelirsek de… Başıma gelmesinden en çok korktuğum şeyi yaşadım.
Buraya taşınmaya karar verdiğimde benim için en zor olan şey köpeklerimi bırakmaktı. İçimden Gelenler I’de değinmiştim bu konuya. Onların orada tabii ki mutlu olduğunu, yalnız olmadıklarını biliyordum ama ya bir şey olursa ve ben yanlarında olamazsam, son bir kez göremezsem düşüncesi beni en zorlayan kısmıydı. Ve öyle de oldu… Hepsiyle bebekliklerinden bu yaşlarına kadar beraberdik. Birlikte büyüdük. Her çiftliğe gidişimde hepsini güzelce tarardım, yerlerini temizlerdim, tabaklarını yıkardım, vitaminlerini verirdim… Bu hala böyle gerçi. Çiftliğe adım attığım anda ilk işim çocuklarımın yanına gidip onlarla hasret gidermek. Ama bitanesi vardı ki… Duygularımı anlatamıyorum. Tamam, anneler çocuklarının arasında ayrım yapmaz bu doğru ama o bambaşkaydı benim için. Benim gözbebeğim Meço… Minik aslanım, poğaça patilim, gülen köpeğim… Çiftlikteyken onun yanından ayrılamazdım. Taraklarımı, poşetimi alırdım bütün gün tarardım. Topaklanmış tüylerini keserdik, yazın tüylerini kırpardım mesela. Yelesini bırakıp diğer tüylerini kesince iyice aslana benzerdi. Kabarık kabarık yumuşacık tüyleri vardı. Bayılırdı onunla ilgilenmeme. O uyurdu ben de onunla ilgilenmeye devam ederdim. Kedilerle çok iyi anlaşırdı onun yemediği yemeği kediler yerdi mesela. Ekmek manyağıydı. Aşırı severdi ekmek yemeği. Patilerinin arasına alıp keyif yaparak yerdi…
Geçmiş zaman kipiyle konuştuğumu fark ettiniz mi? Evet. Ben onu 20 Aralık 2024’te kaybettim. Aklıma geldikçe gözlerim doluyor. Boğazıma bir şey düğümleniyormuş gibi hissediyorum. Onu hala tüm kalbimle seviyorum. Ona veda edememiş olmak ise daha da çok canımı yakıyor. Biliyorum ki o olduğu yerde çok mutlu. Her an yukarıdan beni izliyor… En çok da sana sarılmayı özleyeceğim Meçoşko… Uzun süre sonra yanına geldiğimde bana hesap sormalarını özleyeceğim… Gitmek zorunda olduğumda hissedip bana trip atışlarını özleyeceğim…
2024’ün bitmesine hala 5 gün var ama benim için çoktan bitmiş gibi de. Hala kabul edemedim mesela. Gerçek değilmiş gibi hissettiriyor. Türkiye’ye geldiğim zaman çiftliğe gittiğimde yaşacağım boşluk hissi de cabası. Bunları düşünerek kendimi demotive etmek istemiyorum. Orada ben geldiğim için çok mutlu olacak Mikey, prensesim Cancan, Neji ve çiftliğin koca bebeği Osi var… Onları da o kadar çok özledim ki… Normalde yılbaşından önce kesin bir hafta gelip hem ailemi hem de çocuklarımı görüp dönerdim. Bu sene planlar birazcık saptı diyelim…
Umarım 2025 güzel haberleri ve şansıyla birlikte gelir. Hepinize güzel, şanslı, bereketli bir 2025 diliyorum! Hepinizin dilekleri gerçek olsun ❤

For better or worse…
As we approach the end of 2024, I thought, that it would be a good time to look what happened in this year. You were going so well, 2024… Why surprise us with such unpleasant twists at the very end?
This year actually brought many wonderful developments into my life. I started the year with plenty of goals, like “reading 20 books,” “applying for diploma recognition,” “posting two blog articles per month,” “traveling more,” and “prioritizing what matters most.” Now that we’re nearing the year’s end, I looked back to see how much I achieved. Although I couldn’t reach the 20-book goal, I managed to read 9 books. I posted two articles on my blog in the first few months, but later I couldn’t keep up as I focused on other things. Still, I’m closing the year with two articles this month!
Some things weren’t technically goals, but they were part of my vision board, like moving into a dream home or having a happy relationship. By midyear, I found myself living in a new city and in a happy relationship (let’s add a little evil eye charm here). I also traveled more, squeezing in visits to many small towns in addition to longer vacations. I watched countless movies and series, too. The highlight, though, was finally leaving a job I disliked and enrolling in an intensive German course. Now, instead of moving boxes for 8 hours a day, I’m receiving an education. I also have some great goals for 2025, but I won’t delve into those here. Maybe they can be the topic of my first article in January—what do you think?
Alongside all the great things, this year also brought significant disappointments and losses. Looking back, I realize I’ve been dwelling more on the hardships than celebrating the good things, which feels a bit unfair to the positives. On the other hand, I know these events helped me grow. They challenged my outlook on life and made me reflect deeply on my relationships and values.
When it comes to losses… I experienced the one thing I feared most.
When I decided to move here, the hardest part for me was leaving my dogs behind. I wrote about this in How I feel I. I always knew they were happy and well cared for back home, but the thought of not being there for them if something happened, or not being able to say goodbye one last time, was the hardest part for me. And unfortunately, that’s exactly what happened.
We grew up together—from their puppy days to now. Every time I visited the farm, I’d brush their coats, clean their spaces, wash their bowls, and give them their vitamins. That’s still the routine whenever I go back. But there was one of them… I can’t even put my feelings into words. It’s true that mothers don’t play favorites with their children, but he was different. My darling Meço… my little lion, my fluffy boy, my smiling dog.
I couldn’t leave his side when I was at the farm. I’d grab my brushes and supplies and spend the whole day grooming him. I’d trim his matted fur, shear his coat in the summer—leaving his mane intact so he looked even more like a lion. His soft, fluffy fur was irresistible, and he loved the attention. He’d sleep while I worked on him. He got along so well with the cats—whatever food he didn’t eat, they’d finish for him. And oh, how he loved bread! He’d hold it between his paws and savor it.
Do you notice I’m speaking in the past tense? Yes. I lost him on December 20, 2024. Thinking about it still brings tears to my eyes and a lump to my throat. I love him with all my heart, and not being able to say goodbye hurts even more. I know he’s in a happy place now, watching over me from above.
I’ll miss hugging you the most, Meço… I’ll miss how you’d scold me for being away too long and how you’d sulk when you sensed I was leaving again.
Even though there are five days left in 2024, it already feels over for me. I haven’t fully accepted it yet—it doesn’t feel real. And the emptiness I’ll feel when I visit the farm and don’t see him there… that’s something I’m not ready to face. Still, I don’t want to dwell on this and lose my motivation. There are others waiting for me at the farm—Mikey, my princess Cancan, Neji, and Osi, the big baby of the farm. I miss them so much, too.
Normally, I would’ve spent a week back home before the New Year, visiting my family and my dogs. Let’s say took a different turn this year.
I hope 2025 brings good news and luck with it. Wishing you all a beautiful, lucky 2025! May all your dreams come true. ❤

Yorum bırakın